Kayıtlar

ANKARA ANTLAŞMASI  ve LİONEL MESSİ       Boyu uzamayan ve oldukça kısa olacağını söylenen  küçük adamın  ailesine Arjantinli doktorlar,  İspanya’ya gitmesini ve burada tedavi görmesini tavsiye ettiler. Onlar da çocukları için  apar topar Ispanya'ya gittiler. Aslen İtalyan olan  aile, Avrupa Birliği pasaportu taşımaları sebebiyle, İspanya’da ikamet etmeye başladılar.         Aile çocuklarını Barcelona altyapısına kaydettirmişler ve ve çocukları için ellerinden gelenin fazlasını yapmışlardır. Tedavinin büyük bir kısmını Barcelona kulübü karşıladı. Ve tedavi sonucu çocuğun  boyu 1,69cm olmuş ve aile amacına ulaşmıştır.         Kariyeri boyunca, 4 kez La Liga, 3 kez de UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşayan , 4 kez de Dünyada Yılın Futbolcusu Ödülü’ne laik görülmüştür. 4 ödülün 4’ü de üst üste alınmış ödüllerdir. Ayrıca 3 kez de Altın Krampon Ödülü’nü kazanan Arjantinli yıldız 2014’te FIFA Dünya Kupası’nda final oynasa da Almanya’ya uzatmalarda yedikleri golle kupayı kaptırmı
KAYSERİ'DEN VENÜS'E BİR  SEVDA MASALI               Kudretli Selçuklu hükümdarı II.Kılıçarslan'ın  oniki çocuğu oldu. Ancak çocuklarından  sadece biri kız olmuştu.  O kız çocuğunu, hükümdar Kılıçarslan ve  küçük kızın erkek  kardeşleri  ihtimamla büyütüp, sarayın gözbebeği ve baştacı  yapmışlardır.              O küçük kız  artık büyümüş ve genç bir kız olmuştur. Ve gönlünü sultanın ordusunun umut vaadeden sipahilerinden  birine kaptırır. Fakat  prensesin ağabeyi I.Giyaseddin Keyhüsrev bu  sevdayı hiç  onaylamıyordu ve şiddetle karşı çıkıyordu. Ağabeyi sultanın aşık olduğu Sipahi’yi Kayseri’den uzak tutmak için O’nu muharebeden muharebeye göndermiş ve genç adam sonunda  katıldığı  muharebelerin birinde şehit olmuştur.              Sultan  bu muharebelerden dönecek diye sevdiği adamı  beklerken, yaralıların arasına katılıp, onlara bakım yapıyordu. Türk tarihinde ilk kadın hemşire kabul edilen Sultan artık sevdiği adamın gelmeyeceğine kanaat  getirir. Ancak bir umut  sa
PASCAL ve   HZ.ALİ                Hz.Ali bir gün bir müşrikle karşılaşır. Muşrik; "Şu sizin halinize bakıyorum da, ahiret var, insan yaptıklarından hesap  verecek diye namaz kılıyorsunuz, oruç  tutuyorsunuz; cennet ve cehennem var diyorsunuz. Ben bunların hiçbirine inanmıyorum. Hem aramızda ne fark var, sende yaşıyorsun  bende. Sizin bu çabanız niye?" diye sormuş.               Hz.Ali müşrike şu cevabı vermiş; Farzet ki ölüm sonrası yok ben bu yaptıklarım için kaybettiğim zaman ne kaybederim? Bu yaptıklarimdan hiç  zarar görmem.  Ancak öteki dünya varsa senin halin nice olur hiç düşündün mü? der.                Hz.Ali'den yaklaşık bin sene sonra dünyaya gelen   Blaise Pascal, yaklaşık 12 yaşında üçgenin iç açılarının toplamının  iki dik açıya eşit olduğunu bulmuştur. Basıncın yükseklerde azaldığını göstermek için 16 yaşında dağlarda araştırmalar yapmıştır.  Daha birçok teoremi olan Pascal 25 yaşına geldiğinde kendini Hıristiyanlığa  ve felsefenin deryasına bırakmıştı
İNSANLARI MUTLU EDEN ADAM          "Bir adam Liverpool'u başarısız  bir ikinci lig takımından dünyanın en iyilerinden birine dönüştürmüştü. O adamın felsefesi basitti: Futbol oynuyorsan, kazanmak için oynuyorsun." diyordu efsane teknik direktörün yardımcısı Bob Paisley.         Teknik direktör  olarak on yıl boyunca sırasıyla Carlisle, Grimsby, Workington ve Huddersfield'i çalıştırdı  ve 1 Aralık 1959'da Liverpool'u  devraldı. Başına geçtiği ekibin durumu hiç de parlak değildi. Kulübü Avrupa şampiyonu yaptıktan sonra bırakacağım diyerek inanılmaz bir öngörü sunmuştur.           Kulübün yönetimini aldığında; beş senedir ikinci ligteydi. Bunun yanında bir de takımı aldığında Liverpool  FA Cup'ta amatör küme takımlarından Worcester City'ye 2-1'le yenilerek kulüp tarihinin en utanç verici mağlubiyetini almıştı.          Takımı devraldıktan sonra  ikinci ligde iki defa üst üste üçüncü olan Liverpool, üçüncü sezonun sonunda  rahatlıkla şampiyon oldu
VEKSİLOLOJİ'DE İKİ İLGİNÇ  BAYRAK          Veksiloloji; bayrakların şeklini ve tarihi hikayelerini  bulan, inceleyen ve değerlendiren bayrak biliminin bilimsel arenadaki Latince adıdır.         Birbiri ile paralel ve yere dik mavi -beyaz-kırmızı renklerden oluşan bayraktır Fransız bayrağı.  Özgürlüklerin ve demokrasinin havarisi olan  Fransa'nin monarşiye bakışı  tüm dünya tarafından bilinir.            Fransa Bayrağındaki  mavinin özgürlüğü, beyazın eşitliği, kırmızının ise birliği temsil ettiği söylenmekle birlikte, hic azımsanmayacak oranda bir grup da  hikayeyi şöyle anlatır; mavi-kırmızının,  yüzyıllar boyunca Paris'in renkleri olduğu  ve Paris aristokrasisinin bu renklere çok önem verdiği birçok platformda anlatılır ve yazılır. Hatta Parisin en büyük futbol kulübünün (Paris Saint German)  renkleri de mavi ve kırmızıdır.  Bourbon Sarayı'nın ve hanedanının halk hareketiyle etkisizleştirilmesinden sonra   Paris aristokratlarının  kırmızı ve mavisinin arasına Bour
KARL POPPER ve ALBERT EINSTEIN                "Zihnimdeki sorunu doğuran ortamı ve uyarıcı olan örnekleri kısaca anlatmak isterim. Avusturya İmparatorluğunun çöküşünden sonra, Avusturya'da bir devrim oldu. Ortalık devrimci sloganlar ve fikirlerle, yeni ve çoğunlukla saçma kavramlarla dolmuştu. Benim ilgimi çeken kavramlar arasında Einstein'ın görelilik kuramı kuşkusuz en önemli olanıydı. İlgi duyduğum diğer üç kuram da, Marx'ın tarih, Frued'un psikanaliz ve Alfred Adler'in `bireysel psikoloji' kuramlarıydı."               Karl Popper, bu sözleriyle  Einstein'in izafiyet teorisi ile Marks , Freud ve Adler'in  teorilerini karşı karşıya getiriyordu. Izafiyet teorisi haricinde diger üç teoride de  herkes kendine göre doğrulanabilir bir  anlam çıkarabiliyordu. Ancak Einstein; kendi teorisinde yanlis olabilecek yerleri gosterebiliyordu. Bu Karl Popper'in cok hoşuna gitmişti.  Doğrulamadan çok ,Yanlışlanabilir olmak. Çünkü bir kere yanlış old
İKİ ALTIN ÖĞÜT          Soğuk bir kış günü kuşun biri havada avare avare uçuyormuş. Hava çok soğuk olduğundan dayanamamış ve karın üstüne tepetaklak  düşmüş. Kanatları ve vücudu donmak üzere olan kuş ölümü çaresizce beklemeye başlamış.          Tam o esnada oradan geçen bir inek gelip üzerine pisletmiş. Kafasına kadar inek pisliğine bulanmış. Kuş buna çok sinirlenmiş ama kalkıp da ineği dövecek hali yok ya. O anda ilginç bir şey olmuş. Pisliğin sıcaklığıyla vücudu ısınmış ve kanatları çözülmüş.            Bu duruma çok  sevinen  kuş ve pisliğin içinde mutlu mutlu ötmeye başlamış. Bu mutlu ötüşleri duyan bir kedi gelip  pisliği eşeleyip kuşu pislikten dışarı çıkarmış. Kuş kendisini pisliğin içerisinden kurtaran kediye tam teşekkürlerini sunacakken kedi tutmuş ve kuşu yemiş.  Her üstüne pisleyeni düşmanın sanma! Her pislikten seni kurtaranı dostun sanma!