HİTLER'İN DANSI

      İkinci Dünya Savaşı sonlarında dogru yıkılan bir Nazi Karargahı'na girildiğinde, çok ilginç bir görüntüyle karşılaşılmıştı.  Karargâhın kalıntılarının icinde oniki Tibetli rahibin cesedi bulunmuştu.  Burayı bulanlar görüntüye hiç anlam verememişlerdi.
     Nazi partisinin yedi  kurucusundan biri olan Dietrich Eckardt, Thule tarikatının temel ifadesini şöyle açıklıyordu;  "Thule'nin tüm sırları, eski kayıp bir uygarlığa dayanır. insanoğlu ile 'dış zekalar' arasında bulunan bazı aracı varlıklar, bu sırlara erenlere büyük bir güç kaynağı oluşturmaktadırlar. Bu güç kaynağı Almancayı dünyaya egemen kılacaktır. Yine bu güç kaynağı, geleceğin üstün insanının ortaya çıkmasını ve insan türünün değişimini sağlayacaktır. "
       Gizli Thule tarikatı'nın üyeleri arasında Rudolf Hess, Karl Haushoffer, Alfred Rosenberg ve Adolf Hitler gibi önde gelen isimler bulunmaktaydı.
     Karl Haushofer'ın, bir takım normal ötesi yeteneklere sahip olduğu anlatılmaktaydı . Örneğin;  ileri derecede geleceği bilme yeteneği vardı. Olacakları daha önceden haber verebiliyordu. Düşmanın saldıracağı saati, top mermilerinin düşeceği noktaları çevresindekilere söyleyebiliyordu. Karl Haushofer'in Hindistan, Japonya ve Tibet'e giderek oralarda uzun bir süre gizli çalışmalarda bulunduğu tespit edildi. Tibet'te bir takım insanlarla gizli toplantılar yaptığı raporlarda belirtildi. bu kişilerin kim olduğu hiç bir zaman öğrenilemedi.
       Hitler'de de buna benzer ozelliklerin oldugu  Hitler'in majik çalışmalar gerçekleştirdiğinde ortaya çıktı. Bunlardan en belirgin olanı radyodan yaptığı konuşmalarda, ses majisi denen majik bir yöntemi kullanmasıydı. Bu yöntem büyük kitlelerin etki altına alınmasında büyük bir fonksiyon görmüştür.
       Nazi'lerin kullanmış olduğu sembollerde rasgele seçilmiş bir semboller değildi. Gamalı haç  yani Svastika insanlığın kullanmış olduğu en eski sembollerden biridir. Dünyanın pek çok köşesinde bu sembole rastlanmıştır. eski uygarlıkların kullandığı en önemli sembollerden biri olan bu sembolü daha da ilginç yapan özellik, bunun bir Mu sembolü olmasıydı.
       1923 yılında kurulan milliyetçi sosyalist parti'nin yedi kurucu üyesinden biri olan Eckardt, aynı yıl içinde öldüğünde, elindeki tüm bilgi birikimini Karl Haushofer'e bırakır. Vasiyetinde ise, şöyle demektedir: “Hitler'i izleyiniz. Dans edecektir; ancak müziği ben yazdım. Onlarla temasa geçmesi için gerekli araçları kendisine verdik. Bana da sakın acımayın. Tarihi herhangi bir Alman'dan daha fazla etkilemiş olacağım. ”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar