SURRE

      Geçmişte Ortadoğu'da    yani şimdiki zamanın kan gözyaşı ve barut kokulu coğrafyasında, güzel günler yasanirken uygulanan ve İslam dünyasının birbirine  düşmesini sağlayan petrol yokken çok güzel bir gelenek vardı; Surre
       Her yıl hac mevsiminde  Hicaz bölgesinde yaşayanlara gönderilen para ve değerli eşyalara Surre; bunları götüren topluluğa da Surre Alayı denirdi.Tarihte ilk Surre Alayları, Abbasiler devrinde (750-1258) gönderildi. Eyyûbiler (1174-1250) ve Memlukler (1250-1517), bu güzel âdeti devam ettirdiler. Yıldırım Bayezıd  Osmanlı Devletinde bilinen ilk surre alayını Edirne’den gönderdi.  Bu hizmet devletin yıkılışına kadar en zor şartlarda bile devam ettirildi.
          Hicaz'a gönderilecek hediyelerin listesini gösteren defterlere nişancı padişahın  tuğrasını  çekerdi. Bundan sonra Pâdişâhın Mekke Emirine hitaben yazdırdığı  mektup (Name-i hümayun), Surre Eminine teslim edilirdi. Bu esnada Kuran-ı Kerim okunur, kurbanlar kesilir, buhurdanlar yakılır, tekbir getirilir, dualar edilirdi. Receb ayının on ikisin de Üsküdar’a geçirilen Surre alayı Hicaz’a doğru yoluna devam ederdi.
     Yol üzerinde bulunan yerleşim birimlerinden  yeni yeni katarlarla birlikte hacı adayları da  bu alaya katılırlardı. Surre alayi ile gönderilen paralar, Harameyn’in masraflarına sarf edilirdi. Hediyeler halka ve yoneticilerine dağıtılırdı. Bunlarin hepsi kutsal topraklara sahip çıkanlara duyulan  saygi  nedeniyleydi.Bu   esnada Kahire’den de bir Surre alayı gelirdi.Bu gönderilen surre alayında yer alan yeni Kabe örtüsü törenle eskisiyle değiştirilirdi. Mekke Emîri eski Kâbe örtüsünü İstanbul’a gönderirdi. Bu Kâbe örtülerinden İstanbul’da pekçok câmide bulunmaktadır.Surre alayları, 1864 yılına kadar kara, bu târihten 1908’e kadar deniz, daha sonra da demiryoluyla gönderildi. Surre alaylarının sonuncusu 1915 yılında gönderildi. Daha sonra Mekke Emirinin isyânı (1916) ve toprakların elden çıkması sebebiyle gönderilen surre alayları yerine ulaşamadı.Petrol ve petrolperest ülkelerin  ortaya çıkmasıyla bu güzel olaya son verildi. Çünkü bu topraklar artık kan, gözyaşı  ve barut kokuyordu.

      Bu coğrafyada ki güzelliklerin artması ümidiyle...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar