NEDEN KUYU?


     Günlük yoğun iş yaşantıma rağmen  sosyal medyayı  çok kullandığım doğrudur. Kimi dostlar   yazdıklarımı ciddiye alırken, kimi de ne gerek var ? koskoca adamsın diyor? Herkese saygim sonsuz...
      Heryil  yapılan  Ortopedi ve Travmatoloji Milli kongrelerimizin birinde Facebook  nedir? Facebook'tan ne anlıyorsunuz diye bir konuşma yapmam istenmişti.  Bu bir  bilimsel olmayan sosyal ve eğlenceli bir oturum olacaktı.   Konuşma günümüz geldi. Benden önceki dostlar  anlatmaya başladı.  Yok Facebook yazılım,yok şu numaralı web tabanında yapılan bir sistem....
Beni yakından tanıyanlar bilgisayarla çok sıkı bir münasebetimin  olmadığını bilirler..Hatta  "topu görünce bomba sananlar gibi , bilgisayarların bize zarar verebileceğini bile düşünebilirim!" 
   Toplantımızda konuşma  sırası bana geldi. Doğal olarak teknik yok .. ( Teknik taktik yok, bam bam bam diyen futbol ulemamiz(!) gibi) Başladım anlatmaya;

   "  Rivayete göre Kırların Tanrısı Pan,Güneş Tanrısı Apollon ile  yarışmak istemiş:Yarı keçi yarı insan görünümlü Pan flütü ile Apollon’un lirinden daha güzel sesler çıkardığı,daha güzel müzik yaptığı iddiasındaymış. Apollon ise çok kibirli, pek sinirlenmiş. Pan’ın meydan okumasına ders vermek için yarışma önerisini kabul etmiş.
    Apollon  hakem olarak Dağ tanrısı Tmolos'u seçmiş. Apollon tarafından seçilen Tmolos yarışmada Apollon'u birinci seçmiş.(Demokrasinin tarihi!)   O sırada oradan geçmekte olan, sıradan, Frigya kralı Midas, Pan’ın flutünün  daha iyi olduğunu söyleyince  Apollon deliye dönmüş  ve Midas’ın kulaklarını eşek kulağına çevirmiş ve bu kulaklar ile benim lir'imin daha iyi olduğunu anlarsın artık demiş. "
      Bu mitolojik hikayeyi anlatınca salondaki herkes Facebook ile bu anlatılanlar arasında kafalarinda bir ilişki kurmaya çalışıyorlardı. "Bülbül yine acayip düşüncelerde" diye düşünenlerin sayısı da az değildir diye düşünüyordum. Kafamı içinden bunlar geçerken ben konuşmaya devam ediyordum;

   "Midas, kulaklarını gizlemeye çalışır, susar ve kimselere bahsetmez .ancak bir gün berbere gittiğinde berber Midas’ın kulaklarını fark eder fakat bunu kimselere anlat(a)maz. Uzun yillar hep ayni berbere tras olmak zorunda kalır Midas. 

      Ancak Berber bu sırra dayanamaz ve bir süre sonra   artık bu bilgiyi içinde tutamayacağını ve birilerine  anlatması gerektiğini düşünür. Sonunda kimseye anlatamazsın ama bir kuyuya gider ve haykırır…
"Midas'in kulakları eşek kulakları "

Efsaneye göre kuyu sulara, sular sazlıklara bunu iletirler.  
 Sonunda  sazliklar rüzgarda salına salına "Midas’ın kulakları eşek  kulakları" diye soylenmeye başlamış ve bu şekilde Midas’ın sırri ortaya çıkmistir . 
    İşte benim için Facebook ve sosyal medya;

Midas’ın berberinin bağırdığı  kuyu.

Ancak  Benim berberden tek farkım var;

** Ben söylediklerimin kuyuda kalmayacağını ve bu  kuyudan sazlıklara  gideceğini biliyorum...**
   bulbulunkuyusu.blogspot.com
Benim kuyum artık  hizmete açılmıştır...

Sürç-ı lisan edersek affola...

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar