KARAKTER,TAVIR ve SAMİMİYET
Uzun zaman önce samimiyeti aramak için yola çıktım. Yolun uzun ve taşlı olacağını biliyordum ama yine de yola koyuldum.
Yolun başında karakter yol ayrımı karşıma çıktı. Burada karakterin ne olduğunu öğrenip anlamaya çalışacaktım. Burada karakterin cenin halindeyken insanın ruhuna üflendiği bana anlatıldı. Ailenin ve çevrenin karakter üzerinde hiç mi etkisi yoktur ? diye sordum.Tabii ki var ; ancak çok küçük bir alandır o dedi bilgeler. Peki o zaman Allah bazı insanları karakteri bozuk mu yaratıyor? diye sordum bilgelere. Allah herşeyi kusursuz yaratmıştır diye cevap aldım onlardan. Peki o zaman etrafımdaki bu karakteri bozuk insanlar diye düşündüğüm insanlar kusursuz mu yani? Tabii ki, kusursuz dediler. O zaman ben nerede yanlış yapıyorum diye sordum. O zaman bilgelerin verdigi cevap çok ilginçti: Senin etrafındaki karaktersizler de kusursuzdur. Ama onlar da senin sınavının mükemmel hazırlandığını gösterir. Sen o sınavı karakterini bozarak verirsen o zaman sende onlar gibi olursun dediler.
Kafam iyice karışmıştı. Peki ben etrafımda bu kadar yücelttigim insanlardan neden devamlı tepki alıyorum diye düşünmeye başladım. Dayanamadım, yine sordum . Sen onlar seni takdir etsinler diye mi yaptın? Yaptıklarını Allah rızası için mi yaptın? dediler. Eğer Allah rızası icin yapsaydın .... dedi ve susturdum bilge adamı . Tamam devam etmeyin dedim. Demek ki ben de karakterimde problem taşıyorum o zaman dedim. İnsan nefsi her zaman şeytanın vesvelerine yenik düşebilir. Şeytana yenik düşmeden verilen tepki de senin karakterindir dediler. Karakter de cok oyalanmıştım.
Yola devam etmem lazım dedim bilgelere. Onlar da yola devam et ama tavır bölgesinde biraz dinlen dediler. Bir anlam veremedim.
Bilgelerin sözüne uyarak gittim ve tavır bölgesine vardım. Oradaki bilgeler ile tanıştım.
İnsanlara karşı tavrımızı karakterimiz mi belirler diye sordum. Bilgelerin Cevabı netti; Hayır... İyice kafam karıştı. Peki tavrımızı ne belirliyordu. Karakterimiz değilse neydi?
Bilgeler söylemedi bunu da sen bul dediler...
Yola devam ettim.. yolda düşünmeye devam ettim. Yolun sonunda bir bilge bekliyordu. Yolun sonuna geldin .Bir soru sonunda ya samimiyeti bulursun ya da yolun başına geri dönersin dedi? Soru nedir ? dedim. Karaktersiz insanlara tavrımızı ne belirler? diye sordu bilge adam. Bende; karşımızdaki insanın karaktersiz olmasına rağmen onun bizim sınavımız olduğunu düşünerek verdiğimiz tepkiler tavrımızı belirler dedim.
Ve kapı açıldı. Samimiyetin ne olduğunu anlamıştım. Etrafımızdaki karaktersizlerin çokluğu bizim sınavımızin mahiyetini , onlara karşı gösterdiğimiz tavır ise bizim o sınavı yapan Allah'a samimiyetimizi gösterir.
Samimiyet Allah'a olmalıdır. Allah'a karşı gercekten samimi olanlara ne mutlu....
Uzun zaman önce samimiyeti aramak için yola çıktım. Yolun uzun ve taşlı olacağını biliyordum ama yine de yola koyuldum.
Yolun başında karakter yol ayrımı karşıma çıktı. Burada karakterin ne olduğunu öğrenip anlamaya çalışacaktım. Burada karakterin cenin halindeyken insanın ruhuna üflendiği bana anlatıldı. Ailenin ve çevrenin karakter üzerinde hiç mi etkisi yoktur ? diye sordum.Tabii ki var ; ancak çok küçük bir alandır o dedi bilgeler. Peki o zaman Allah bazı insanları karakteri bozuk mu yaratıyor? diye sordum bilgelere. Allah herşeyi kusursuz yaratmıştır diye cevap aldım onlardan. Peki o zaman etrafımdaki bu karakteri bozuk insanlar diye düşündüğüm insanlar kusursuz mu yani? Tabii ki, kusursuz dediler. O zaman ben nerede yanlış yapıyorum diye sordum. O zaman bilgelerin verdigi cevap çok ilginçti: Senin etrafındaki karaktersizler de kusursuzdur. Ama onlar da senin sınavının mükemmel hazırlandığını gösterir. Sen o sınavı karakterini bozarak verirsen o zaman sende onlar gibi olursun dediler.
Kafam iyice karışmıştı. Peki ben etrafımda bu kadar yücelttigim insanlardan neden devamlı tepki alıyorum diye düşünmeye başladım. Dayanamadım, yine sordum . Sen onlar seni takdir etsinler diye mi yaptın? Yaptıklarını Allah rızası için mi yaptın? dediler. Eğer Allah rızası icin yapsaydın .... dedi ve susturdum bilge adamı . Tamam devam etmeyin dedim. Demek ki ben de karakterimde problem taşıyorum o zaman dedim. İnsan nefsi her zaman şeytanın vesvelerine yenik düşebilir. Şeytana yenik düşmeden verilen tepki de senin karakterindir dediler. Karakter de cok oyalanmıştım.
Yola devam etmem lazım dedim bilgelere. Onlar da yola devam et ama tavır bölgesinde biraz dinlen dediler. Bir anlam veremedim.
Bilgelerin sözüne uyarak gittim ve tavır bölgesine vardım. Oradaki bilgeler ile tanıştım.
İnsanlara karşı tavrımızı karakterimiz mi belirler diye sordum. Bilgelerin Cevabı netti; Hayır... İyice kafam karıştı. Peki tavrımızı ne belirliyordu. Karakterimiz değilse neydi?
Bilgeler söylemedi bunu da sen bul dediler...
Yola devam ettim.. yolda düşünmeye devam ettim. Yolun sonunda bir bilge bekliyordu. Yolun sonuna geldin .Bir soru sonunda ya samimiyeti bulursun ya da yolun başına geri dönersin dedi? Soru nedir ? dedim. Karaktersiz insanlara tavrımızı ne belirler? diye sordu bilge adam. Bende; karşımızdaki insanın karaktersiz olmasına rağmen onun bizim sınavımız olduğunu düşünerek verdiğimiz tepkiler tavrımızı belirler dedim.
Ve kapı açıldı. Samimiyetin ne olduğunu anlamıştım. Etrafımızdaki karaktersizlerin çokluğu bizim sınavımızin mahiyetini , onlara karşı gösterdiğimiz tavır ise bizim o sınavı yapan Allah'a samimiyetimizi gösterir.
Samimiyet Allah'a olmalıdır. Allah'a karşı gercekten samimi olanlara ne mutlu....
Yorumlar
Yorum Gönder